2025 yılında İstanbul konut piyasası dalgalı bir seyir izlerken, ev sahibi olma hayali kuran birçok kişi kararsızlık yaşıyor. Ekonomik koşullar zorlayıcı: konut kredisi faizleri son yılların en yüksek seviyelerinde, enflasyon hala yüksek ve belirsiz…
Bu ortamda pek çok kişi kendi kendine “Ev almak mantıklı mı, yoksa biraz daha beklemeli mi?” sorusunu soruyor. Bir yanda fiyatlar daha da artmadan fırsatı yakalama isteği, diğer yanda ileride fiyatlar düşebilir veya faizler iner düşüncesiyle bekleme stratejisi...
Karar vermek hiç kolay değil…
İstanbul Konut Piyasasında 2025: Mevcut Durum…
2025 itibarıyla İstanbul’da konut fiyatları yükselmeye devam ederken alıcılar, yüksek maliyetler ve belirsizlikler arasında gidip geliyor. 2024 yılında konut fiyatları tüm ülkede hızla yükseldi; İstanbul’da yıllık artış %23’ü aştı ve bu durum birçok alıcıyı “ya şimdi ya hiç” diyerek harekete geçmeye zorlamıştı.
2025 yılında fiyat artış hızı biraz yavaşlamakla birlikte hala yüksek seviyelerde seyrediyor. İstanbul’da konut fiyatları yıllık bazda yaklaşık %18-20 civarında artmaya devam ediyor. Arz-talep dengesine baktığımızda, konut talebi hala güçlü ancak yeni konut arzı sınırlı kalıyor. 2024’te satışlar artmasına rağmen inşaat izinlerinin yetersiz kalması, piyasanın bir arz sıkıntısı yaşadığını gösteriyor. Bu durum, fiyatların keskin şekilde düşmesi olasılığını azaltan bir unsur. Ayrıca 2025 için faiz oranlarında düşüş beklentisi bulunması da talebi tamamen kısmıyor; aksine bazı yatırımcılar İstanbul konut piyasası'nda faizler düşünce fiyatların tekrar yükselebileceğini öngörerek alıma devam edebiliyor.
Konut Kredisi Faizleri ve Enflasyonun Etkisi…
Türkiye’de ekonomik koşullar son yıllarda ev alımını zorlaştırdı. Konut kredisi faizleri 2025 itibarıyla rekor düzeylerde seyrediyor. Ağustos 2025’te konut kredisi faiz oranları (aylık) ortalama %4,25 gibi son derece yüksek bir seviyede gerçekleşti. Enflasyon hala düşüş eğilimine girmiş olsa da yıllık bazda %30’un üzerinde kalmaya devam ediyor. Örneğin; Temmuz 2025’te yıllık enflasyon %33,52 olarak ölçüldü. Yüksek enflasyon ve faiz ortamı, ev almak isteyenlerin karşısına yüksek kredi maliyetleri çıkarıyor. Faiz oranlarının bu kadar yüksek olması, konut kredisiyle ev almayı oldukça maliyetli hale getiriyor. Örneğin, %2,69 aylık faiz oranıyla 120 ay vadeli 1.000.000 TL konut kredisi alan bir kişinin aylık taksiti yaklaşık 28 bin TL gibi ciddi bir rakama ulaşıyor. Bu koşullarda alınan kredinin toplam geri ödemesi, çekilen anaparanın birkaç katına çıkabiliyor. Sonuç olarak, yüksek faiz hem aylık ödemeleri büyütüyor, hem de birçok alıcının bütçesini aşıyor. Nitekim konut kredisi faizleri'ndeki artış, konut talebini düşürerek pek çok kişinin alım kararını ertelemesine yol açabiliyor. Yüksek enflasyon da hem inşaat maliyetlerini artırarak yeni konut fiyatlarını yukarı çekiyor, hem de hane halkının alım gücünü zorluyor.
Alıcı Psikolojisi: Fırsatı Kaçırma Korkusu ve Gelecek Belirsizliği…
Ev alma konusunda kararsız kalanların psikolojisinde iki temel duygu çarpışıyor: fırsatı kaçırma korkusu (FOMO) ve gelecek belirsizliği. Son birkaç yılda İstanbul’da konut fiyatlarının adeta bir enflasyon koruması gibi hızla yükselmesi, birçok kişide “eğer şimdi almazsam bir daha hiç alamayabilirim” endişesine yol açtı. Özellikle 2022-2024 arasındaki sert fiyat artışlarını görenler, benzer bir yükseliş dalgasını kaçırmamak için acele etme eğilimi gösterdi. Geçmişte yaşanan %200’lere varan fiyat patlamalarını duyup ev alamadığı için pişman olan kesimler, şimdi fırsatı kaçırmak istemiyor. Diğer tarafta ise “ya fiyatlar düşerse?” veya “faizler yakında inerse ev fiyatları durgunlaşabilir” düşüncesi var. Konut fiyatlarının geleceğine dair belirsizlik, bazı alıcıların beklemeyi tercih etmesine yol açıyor. Kimi uzmanlar, enflasyonun düşüşe geçmesiyle konut fiyat artışının yavaşlayabileceğini veya en azından reel olarak duraklayabileceğini belirtiyor. Buna karşılık, devam eden arz sıkıntısı ve konutun Türk toplumunda güvenli liman yatırım olarak görülmesi, fiyatların ciddi şekilde gerilemeyeceği beklentisini güçlendiriyor. Sonuç olarak, alıcılar bir yandan “şimdi almazsam daha da pahalı olacak” korkusunu yaşarken, diğer yandan “ya şimdi tepeden alıyorsam” endişesiyle mücadele ediyor. Bu psikolojik ikilem, karar sürecini zorlu hale getiriyor. Uzmanlar ise piyasa zamanlaması konusunda panik yapmamak gerektiğini, “fırsatı kaçırma korkusu yerine kendi ekonomik gerçeklerinize odaklanmanız” gerektiğini vurguluyor.
Yani herkesin durumu farklı; önemli olan kendi bütçeniz, ihtiyaçlarınız ve planlarınız…
Kira mı, Kredi mi? İstikrar ve Güven Arayışı…
Kararsız alıcıların kafasındaki bir diğer soru da “kira mı, kredi mi?” ikilemi… Yüksek faiz ortamında pek çok kişi kira ödemeye devam edip beklemeyi düşünüyor. Ancak İstanbul’da kiralar da en az konut fiyatları kadar hızlı yükseldiği için kirada kalmak da ayrı bir mali ve psikolojik yük haline geldi. TÜİK verilerine göre 2025 Temmuz ayı itibarıyla 12 aylık enflasyon ortalaması yaklaşık %41 düzeyinde; bu oran aynı zamanda yasal kira artış tavanını belirliyor. Yani mevcut kiracılar için bile yıllık %40 civarı kira zamları söz konusu…
Serbest piyasada yeni kiraya çıkan evlerde ise artışlar bu oranların bile üstünde olabiliyor. Bu durum kiracıları ekonomik açıdan zorlarken, geleceğe dair belirsizlik de yaratıyor. Araştırmalar, yüksek kira bedelleri, ani zamlar ve tahliye korkusunun kiracılar üzerinde ciddi stres yarattığını ortaya koyuyor. Balıkesir Üniversitesi’nin 2025 başlarında yaptığı bir çalışma, kira artışları ve evden çıkarılma endişesinin kiracılarda kronik kaygı ve stres bozukluğuna yol açabildiğini gösterdi. Birçok kiracı gelirinin yarıdan fazlasını kira ve faturalara ayırdığını, bu yüzden yaşam kalitesinin düştüğünü belirtiyor. Sürekli “ya ev sahibi çıkarırsa” endişesiyle yaşamak, istikrar ve güven duygusunu zedeliyor. İşte bu nedenle, sadece finansal değil, psikolojik açıdan da “kira mı, kredi mi” sorusu önemli hale geliyor. Kendi evine sahip olma fikri, uzun vadede kira derdinden kurtulmak ve eve yapılan ödemeyi bir yatırıma dönüştürmek anlamına geliyor. Ayrıca ev sahibi olmak, kira sözleşmesi derdi yaşamadan, evden çıkarılma kaygısı duymadan, aile düzenini koruma ve kök salma isteğini de tatmin ediyor. Bu istikrar arzusu, özellikle aile kurmak veya uzun vadeli plan yapanlar için ev satın almayı cazip hale getiren önemli bir psikolojik faktör…
Sonuç: Karar Verirken Dikkat Etmek ve Uzman Desteği…
2025’te İstanbul’da ev almak mı, beklemek mi?
Bu sorunun tek bir doğru cevabı yok, çünkü her ailenin mali durumu, ihtiyaçları ve risk algısı farklı…
Yukarıda değindiğimiz gibi, ekonomik göstergeler ve psikolojik etkenler kararınızı etkileyecektir. Yüksek faiz ve enflasyon ortamı maliyetleri artırsa da, enflasyonun düşmesiyle faizlerin gerileme ihtimali ve konut piyasasında canlılığın devam etmesi olası… Öte yandan, beklemek kısa vadede mantıklı görünse bile, bu süre zarfında kira ödemeye devam edecek ve muhtemel fiyat artışlarını göze alacaksınız. Karar verirken kendi bütçenizi, aylık ödeyebileceğiniz taksit tutarını, iş güvencenizi ve aile planlarınızı detaylı şekilde değerlendirmeniz gerekiyor.
Sonuç olarak, eğer “ev almak mantıklı mı?” diye düşünüyor ve kararsız kalıyorsanız, paniğe kapılmadan bilinçli bir değerlendirme yapmalısınız. Gerekirse bir finansal danışmanla ya da emlak uzmanıyla görüşerek, bölgesel piyasa analizlerini ve kişisel koşullarınızı göz önünde bulundurun.
Unutmayın, konut satın alımı hem maddi hem manevi bir yatırımdır; sadece piyasa koşullarına değil, kendi yaşam hedeflerinize de uygun olmalıdır. Siz de karar vermekte zorlanıyorsanız, kişisel durumunuza uygun kapsamlı bir analiz ve danışmanlık için bize ulaşabilir, uzman ekibimizden destek alabilirsiniz. Uzman yardımıyla, İstanbul’un dinamik konut piyasasında en doğru adımı atarak hem kafanızı rahat ettirecek bir yuvaya kavuşabilir hem de geleceğiniz için sağlam bir yatırım yapabilirsiniz.
Okuyucularımıza Not: 2025 şartlarında ev alma konusunda sorularınız varsa veya güncel piyasa verileri ışığında kişisel tavsiyeler isterseniz, ekibimizle iletişime geçmekten çekinmeyin. Sizin için en doğru kararı birlikte değerlendirelim ve İstanbul’da hayalinizdeki eve giden yolu birlikte planlayalım.